5.5.07
Bir kaza
Uzun bir ara verip sahalara geri döndüm derken hiç beklenmeyen bir şey oldu, bir kaza geçirdim. Ev kazası, mutfak kazası, yada tam tarifiyle blendır kazası.

Evde misafir olduğunda çok telaşlanırım ben, elim ayağıma dolanır.O günde misafirlerim vardı.Akşama doğru yeme içme faslı bittikten sonra Yağız'ın yemeğini hazırlaamak için geçtim mutfağa, çabukca blendır la inceltmek istedim. Blendır'ın işi bittiğinde bir baktım bıçaklarının arasına yemeğin bir kısmı dolmuş, şunu şuracıktan çıkarıvereyim diye parmağımla müdahale ederken (güya dikkat ederek) diğer elimle çalıştırma düğmesine basıvermişim.
Veeee elimi kaptırdım.
Evet elini blendır a kaptıranlar kervanına bende katılmış oldum. Meğer ne çok varmış bizlerden :P

Acile gittik hemen. Doktor "önemli değil korkma, bir kaç dikişle tutar kesikler" deyince bizde rahatladık. Acele etmişiz...
Dikişi atacak adamı görene kadar sakin sakin bekledim. Ama dikiş faslına geçilirken gerçekten korktum. Dikişi atacaker kişi doktor falan değildi ve Türkçesi hiçmi hiç anlaşılmıyordu.
Eşimle biz birbirimize baktık ama çaresizce yattım masaya. Dikiş tam 1 saat 15 dakika sürdü. Adam ter içinde kaldı, dediğine göre 15 taneden fazla dikiş atmış. Kopsa kaç tane atılırdı merak ediyorum.

Dünde nihayet dikişlerimi aldırdım. Şimdi çok iyiyim ağrılarımda baya geçti. Dikişlerin alınması 1 saatten fazla sürdü ve 2 seansta oldu. Ne zor işmiş anlatamam. En azından sağlık personeli ile muhatap olmamak için daha dikkatli olup bir daha kaza yapmamaya karar verdim.

Birde Sevgili Figen'in nazar tezi geldi hep aklıma. Misafirlerim ilk defa grlmişlerdi evime, çocuk görmek için. Acaba istemedende olsa nazarları değimiş olabilirmi diye düşünüyorum. Hepside sevdiğim arkadaşlar ama çokta iyi tanımadığım iki kişi vardı aralarında. İnsanın ister istemez aklına geliyor. Bende dana gözü gibi bir nazar boncuğu almaya karar verdim. Kem gözlere şiş olsun diye. :) Rahmetli babannem nazardan çok korkardı. Çocukken bana o baktığı için sürekli kurşun dökülerek ve "üzellik" denilen bir çeşit tütsü koklayarak geçti çocukluğum.

Sol elimi kullanamadığım için sağolsun annem Ereğli'ye geldi. Bir hafta kaldı ama daha fazla kalamadı. O da çareyi benide alıp Ankara'ya gelmekte buldu.
Evet yine Ankara'dayım. Bazen düşünüyorumda, Ereğli'de çarşıya indiğimden daha fazla Ankara'ya geldim ben. :) Çarşamba dönücem İnşalah.

Bu arada Yağız hayatından pek memnun anneannesi,dedesi ve teyzesi ile sevgi yumağı olmuş durumdalar. Bazen parmağımdaki bandajı beyaz beyaz görünce merak edip avuçlamaya çalışıyor. Canım oğlum benim, artık tek başına kalkıp koltuklarda sıralıyor. Çok tatlı görünüyor. Özellikle annemlerin orta sehpasının etrafında dolaşırken, köşelere gelince dönmekte zorluk çekiyor. Yardım umarcasına dönüp bana bir bakışı varki tutup ısırmamak için zor tutuyorum kendimi. Bitaneciğimi bu dönemde yeterince kucağıma alamadım öyle özledim ki...
 
posted by Swayline at 08:11 | Permalink | 10 comments
Lilypie 2nd Birthday Ticker