29.9.07
Herşey senin için.

Uzuuuun süren hastalık maceramız, dün akşam doktora gidip "artık tamamen iyileşmiş ilaçları kesin" demesi ile bitti. Çok şükür İnşallah bir daha tekrar etmez.

Kreşle ilgili yeni bir karar almamız gerekiyordu. Bu hastalık sonra sık sık düşmesi, sabahları uykusunun bölünmesinden dolayı duyduğumuz suçluluk yüzünden onu kreşten almayı çok istiyordu özellikle babası. Ben alışabileceğimizi düşünüyordum ama bu hastalık benide çok etkiledi. Sık sık hastalanacağını biliyorduk ama bu kadarına katlanamazdık.

İşte bu yüzden yeni bir ev aramaya başladık hatta bulduk ve haftaya taşınıyoruz. Taşındığımız yeni muhitte bir bakıcıyı daha kolay bulabileceğimizi düşünüyordu Sinan. Bu düşüncelerdeyken öğrencilerimden birinin o sitede oturduğunu öğrendim. Annesini çağırıp o çevrede çocuğa bakacak birilerinin olup olmdığını sormasını rica ettim. Kadın bana "elbette sorarım ama eğer güvenirseniz bende bakabilirim" dedi. Birden kulaklarıma inanamadım. Kadın cidden benim tüm dertlerimin dermanı oluverdi birden. Aklı başında, düzgün, genç, iyi konuşan, çocuk bakma tecrübesi olan, bir apartman yanımızda oturan süper birisini bulmuş oldum. Tek çocuğuda benim öğrencim. Süper değilmi.
Haftaya taşınıyoruz inşallah. Gerçi içim bir yandanda çok buruk. Şimdiki evimizi Sinan da bende çok seviyorduk. Genişliği,planı,en önemlisi mutfağı ve mutfak dolapları, zemini, herşeyiyle çok güzel yapılmış bir evdi. Her gelen çok beğeniyordu evimi. Bizde çok mutluyduk işin açığı. Bu yeni ev şimdikinin yarısı kadar bile güzel değil. Hem dar hem eski hemde bakımsız. Biraz masraf yapıcaz ama olsun diyoruz artık Yağız daha sağlıklı olucak.
İnşallah bu hanım iyi bakar oğluma da gözüm arkada kalmaz.
 
posted by Swayline at 13:50 | Permalink | 8 comments
27.9.07
Artık daha iyiyiz bizi merak eden ve geçmiş olsun diyen herkese teşekkür ederiz. Misafirlerim olduğundan bir türlü başına geçemedim bilgisayarın. Eşimin anne ve babası bir haftalığına geldiler bu haftada onlar bakacak Yağız'a sonrasıda Allah kerim. Yeni bazı gelişmeler var bakıcı konusunda belki okuldan alacağım, kesinleşsin yazarım.
Bu postu sınıftan yazıyorum. Yeni eğitim öğretim yılına bu hastalık durumlarıyla birlikte başladığımız için hala tam adapte olabilmiş hissetmiyorum kendimi. Çok şeker 19 tane öğrencim var hepside birbirinden güzel ve akıllılar. Çok yaramaz olanlarıda içine kapanık olanlarıda var ama bu seneki çocukları sanki daha çok sevecekmişim gibi geliyor. Anne olunca çevrenizdeki çocuklarada bir başka gözle bakıyorsunuz. Daha çok özen gösteriyorum ve daha yumuşak olmaya çalışıyorum. Zaten pamuk gibi bir öğretmenimdir ama :P dahada yumuşadım galiba. Şu an serbest bıraktığım çocuklar sınıfın altını üstüne getirmeye başladılar bu postu burada keseyim en iyisi.
İşte onlar :)
 
posted by Swayline at 11:43 | Permalink | 3 comments
16.9.07
Sıkıntılı günler
Herkes söylüyordu, zaten bende biliyordum, kreşe başlayan çocuk çok sık hastalandığını. Hastalık kendi çocuğunuzun başına gelmedikçe ne kadar kolay geliyor insanın gözüne.

Çok hasta Yağız. Boğazı şişmiş, sesi kısık, ağlarken bile sesi çıkmıyor çok acıklı. Öksürdükçe canı acıyor ve ağlamaya başlıyor miniğim benim. O kadar zorki onu öylece görüp yardım edememek. Zavallım gözlerime bakıyor, dudaklarını dudaklarıma değdiriyor (bu onun öpücüğü sanıyorum)sarılıyor anne beni kurtar dercesine. Kendimi çok çaresiz hissediyorum.
Ihlamur verdim, biraz limonata yaptım,portakal sıktım,tavuk çorbası yaptım ama hepsini reddetti. 3 gün oldu 2 kaşıktan fazla yemek yemedi. Neyseki hala emiyor o yüzden biraz olsun teselli buluyorum. Emerken de çok zorlanıyor aslında burnu tıkalı olduğu için emerken biraz durup nefes alıyor sonra tekrar emmeye devam ediyor. Yunus balığım benim, küçük Flipper'ım.

Cuma günü kreşe göndermedim. Bırakacak bir yerim olmadığındanda mecburen kendi okuluma götürdüm. Canım oğlum o hasta haliyle öyle zor uyandıki. Kaldırıp üstünü giydirirken hep ağladı, bende onunla tabi. Servise bindik orda birazcık yüzü güldü. Önünde oturan kızın saçını çekti, çalan müziğe uyum sağlayarak sallandı.
Okula gittiğimizde sınıf yadımcımız Naciye ilgilendi sağolsun. Çocuklarla oynadı biraz. Daha çok oyuncaklarını aldı ve oyunlarını bozdu. 2 saat kadar okulda kaldık, eve dönerken markete uğramamız gerekiyordu çünkü Yağızın hiç bezi kalmamıştı. Markete giderken kucağımda uyuya kadı, sonra bir baktım kredi kartım yok. Hemen Sinan'ı aradım geldi ve o Yağızı tutarken ben alacaklarımı aldım. Bu kadar aksilik bir araya gelince insan ne yapacağını bilemiyor. Neyseki Sinan var. Gerçi çok pis fırçaladı beni ama ne yapayım onada katlandık mecburen.

Adamcağızda haklı ne yapsın son 5 gündür devamlı birşeyleri unuttuğum için işlerim aksıyor. Markete uğramak zorunda kalıyorum ve ne zaman marketten birşeyler alsam mutlaka bir ürünü kasada unutuyorum. Gerçi kasadaki süslü kokana, şımarık, seviyesiz,çatlak kızların ürünleri kasadan geçirip öyle bir savuruşları varki, sağa sola savrulan eşyaları toplamak, çocukla birlikteyken özellikle, bir mucize neredeyse.

Sinan'ın da canını daha fazla sıkmak istemiyorum aslında .Yeterince sıkılıyor iş yerinde. Geçenlerde 2000 sonrası giren herkesi bir sınava soktular İngilizce bilgilerini ölçmek için. Kaçınılmaz olarak 2000 sonrası girenlerin neredeyse 3 te 2 si zayıf almış. Kursa gidiyorlar şimdi. Kurs sonrasında bir sınav daha yapacaklarmış onun sonunda ne olur hiç bilemiyoruz. Dolayısıyla çok stresli, ders çalışması gerkiyor ama çalışmak için hiç zamanı yok. Eve saat 9 da geliyor. Yemekti çocukla oynamaktı derken 10 -11 oluyor. sabah 7:30 da işte olması gereken birisi için yatması gereken saat daha geç olamaz. Hiç ders çalışamıyor. Buda onu geeriyor. Birde Ramazan geldi sigara içememekte eklenince çifte kavrulmuş oldu. Allah ona sabır versin.


Aslında bir dahaki postta Yağız'ın ilk sözcüklerini yazarım diyordum. Şimdilik yazmayayım da bir dahaki post a saklayayım. Keyifli bir yazı olsun.

İnşallah çabuk iyileşir oğlum. O hastayken hayatın hiç tadı yok.
 
posted by Swayline at 05:48 | Permalink | 6 comments
7.9.07
İyiki doğdun bebeğim...
Aşkım,biriciğim,sevgilim,herşeyim,oğlum 1 yaşında.
Doğum günümüzden bir video.

Çok şişman çıkmışım kahretsin:/

Anneannemiz,dedemiz,teyzemiz,amcamız,babamızın iş yerinden arkadaşları,eşleri ve çocukları (iki tanesi anne karnındaydı) benim iki arkadaşım eşleri ve kızlarıyla geldi baya bi kalabalık olduk doğrusu. Yağız evimizde bu kadar kalabalık bir grubu hiç görmemeişti. O yüzden galiba şaşkın şaşkın etrafı seyretti durdu bütün gece. Gerçi her yerden sarkan süsler,balonlarda kafasını karıştırmış olabilir.

1 haftadır okullu olduk. Bakıcı bulamayınca burada bebek grubu olan bir kreşe verdim bebeğimi. Hoşçakal bi tanem deyip ayrılıyorum her sabah . Henüz hiç ağlamadı ardımdan. Nereye gittiğimi,neler olduğunu pek anladığını sanmıyorum aslında. Ama ben geri döndüğümde çığlıklar atarak bana koşması yok mu... hayatta yaşadığım en muhteşem an.

Her gün onu bıraktıktan sonra okulun merdivenlerini arkama baka baka iniyorum, en dış kapıyı kapatırkende gözlerimi silip işe gidiyorum. Onu bırakıp gitmek, onsuz bişeyler yapmak o kadar zor geliyorki. Onun gülüşünü,sesini duyuyorum sanki her an. Yavrum benim, bensiz ne yapıyorsun oralarda...


Biliyorum çok uzun zaman oldu. İstediğim sıklıkta yazamıyorum bloğumu ama Yağız çok hareketli bir çocuk oldu ve devamlı yanımda oynamak istiyor. yanında pc açıksa başka hiç birşeyle ilgilenmiyor. Uyuduğu zamanlarda da ben biraz olsun ev işi yapmaya çalışıyorum. Çok yoğunum.
 
posted by Swayline at 00:16 | Permalink | 7 comments
Lilypie 2nd Birthday Ticker