Pazartesi günü oğluşumla Ankamall'a gittik oğlumun ilk büyük alışveriş merkezi deneyimi oldu. Bütün gezinti boyunca neşelimi neşeliydi ve etrafa gülücükler dağıtıyordu. Hatta gören herkes "ne kadar da güleç!" diye sevdiler gülümsediler el salladılar oğluma. O da tatlı tatlı karşılık verdi. Çok eğlenceliydi. Bisürü cici aldım oğluma.Birde artık emeklediği için piriz kapatıcı ve sivri yerleri kamufule etmeye yarayan plastik yapıştırmalardan.
Artık kendime bişey almak gelmiyor içimden nedense. Bayan giyimine yönelik mağazaların önlerinden bile geçmek istemedim. Zaten doğumdan sonra kalan kiloları henüz veremediğimden, giydikleriminde yakışmayacağını düşünüyorum. Bu kilolar gidene kadar bişiy almama kararım vardı ama cuma günü kotondan bir pantolon aldım. Ancak likralı bir pantolon, kilolarımı versemde bosbol olmayacak bişiy. Neyse diyetede başladım bu arada. Yani tam anlamıyla bir rejim değilsede dikkat ediyorum artık, abur cuburu kesmeye çalışıyorum.
Her neyse Yağız hep yaptığı gibi Ankara'ya gelince bir hastalık tutturdu tüm keyfim kaçtı. O hastalandı diye hiç bir yere çıkamadım. Cuma günü ise anladıkki hastalığın sebebi dişmiş.
Cumartesi günü aslında dönecektik ama bi takım koşullar buna mani oldu bu yüzden bir hafta daha buradayım.Eşim bundan pek memnun kalmadı ama o bisi affeder. Onu çok seviyorussss.